‘yoksa sende infak senin de sonun infilak’
Sevindirilmiş küçük bir çocuğun nurani siması, mutluluktan pırıl pırıl olmuş gözler, başın değil kalplerin okşanması, vakarı ve heybetiyle ekmek derdindeki bir babanın muzaffer kavrayışı..
“Belli ki hangi yol üzereysek o yol
üzere öleceğiz” bir yaşam tarzıdır diye bilir miyiz sorusuna tereddütsüz evet
diyenlerdenim. Bu söz asıl anlamını ne zaman kavradı dedim içimden. Umutlarımı
yeşile bürüyen bu yaşam biçimine kafa yoruyorum şimdilerde.
Gururlarına köle olmuş,
güzel ahlâktan yoksun, sosyal, siyasi ve iktisadi sistemlere entegre olanların
adeta putlaştırdığı bir yel değirmeninin çarkına doğru itiliyor dünya
istemsizce. Tamahkârlık madde putuna. Bir zaman sonrası içselleşen ele
geçirdiği ruhu kendisine köle yapan olanca bir tamahkârlık hırsı. Manevi buhranların
girdabına saplanan ,tutunacak dal olarak kendisine eşya putunu seçen insan..
Yaradılışın özünü ve
insanın fani benliğinden yükselişini aşkta bulan Mevlana; “dünya malı
bedene tapanlara helaldir” deyip iki yakayı derin bir çizgiyle ayırmıştır.
Mesnevi felsefesinin
özünde hakikat temaşa eder. Sema ederken sağ eli yukarıya sol eli aşağıya
bakacak şekildedir. "Allah'tan aldıklarını kendisine mal etmeden halka
ulaştırmaktır; bir yokuz; görünüşte var olan; vasıtalık eden bir suretten başka
şey değiliz manasındadır. Bunu beşeri anlamda algıladığımızda da var olanın yüce
yaratıcı tarafından bize verilen birer emanet hükmünde olduğu gerçeğidir.
İnfak mefhumu bir
arınmadır. Birlik beraberlik duygusunun harcı, nifak’ın da bertaraf edicisidir.
Gönül ziyaretinin samimi bir yolu ve üslubudur. Zira beşerin gönlüne bir fetih
nişanesi olabileceği gibi O’na c.c karşı da samimiyetin berrak, safi bir
sadakatidir. İmanı kavileştirebilme adına geçilmesi gerekli bir köprü
vazifesidir de denilebilmektedir.
Zekât da bir çeşit
infaktır. Mana itibariyle artma, çoğalma manasındadır. Eşitsizliğe bir kalkan
durumundadır. Malın korunmasına da sebeptir.
Sadaka da bir çeşit
infak yönüdür. Var olanı fakir, muhtaç, kimsesiz, yetim, yoksul olanlara bir
nebze de olsa aktarabilmektir.
O’na c.c karşı
samimiyeti gelin bir de şu yönden tefekkür edelim. Ve son sözü kulluk
rehberimiz kur’an a bırakalım..